Osmanlı ordusu Musul’dan gei çekiliyordu. Türkmen bir yiğit Osmanlı ( Türk ) askerine yaklaştı ve dedi ki :
Gidersin beni apar ,
Yoksa kıyamet kopar,
Ardınca gözüm yaşı ,
Ögünce seller kopar ,
Osmanlı ( Türk’ünün ) bu yakarışa cevabı ise :
Akşamın arasın gör
Aç bağrım yarasın gör ,
Men sene yar almaram
Get başın çarasın gör
olmuştur.
Son zamanlarda gazete , televizyon ve sair iletişim araçlarına bakıyorum. Edebiyat yok . Sanat yok . Felsefe yok. Dini ve ahlaki değerler yok . Siyaset bilimi yok . İlke ve prensib yok . Varsa / yoksa günü birlik bir menfaat arayışı ... Bir menfaatin tarafı ve karşı tarafı olan aymazlardan bıktık.Ortada sadece , hergün anlamsız bir laf kalabalığı ile tüketilen değerlerimiz var.
Bu sebeble , bugün bir varmış ve bir yokmuşu anlatalım istedim.
Şu günlerde yaşanan ekonomik sıkıntıların altında yatan şey , tükettiğimiz değerlerin yerine, yenilerini koyamıyor olmamızdandır. İnsanımızın ürettiği değerlerle birlikte iç dünyasında kurduğu dünya ile , içinde yaşadığımız soysa- ekonomik ve fiziki dünyanın pek ilgisi yok gibi gözüküyor. Üretim ve tüketimi belirleyen şey insanın ürettiği değerlerdir.İnsanımız son çeyrek asırda , değer adına hiçbir şey üretmemiş ve sadece tüketmiştir. Vardığımız ve geldiğimiz netice : değer tüketen ve çöp üreten kimsasal ve biyolojik bir makine olduğumuzdur.
Bir varmış . Yani biri varmış . ve bu bir ile birlikte birileri varmış.
Al Turnayı sal dama
Anam Türk , babam Türk,
Bel bağlamam Saddama
( Türkmen Şair Ekrem Tuzlu , Kesnizani Kitabı / Ahmet Dinç )
Bu hoyratın ( Türkmen şivesi ile horyatın ) sahibi Ekrem Tuzlu, Irak Türkmenlerinden idi . Adam gibi Türklük aşkı ile yaşadı ve adam gibi vefat etti.
O ‘ Ben Bu Hilale Gözlerimi Yıldız Yaptım’ diyordu. Çıktığı televizyon programlarında giydiği takım elbiseyi arkadaşlarından ödünç almıştı.
( Türkmen Şair Ekrem Tuzlu , Kesnizani Kitabı / Ahmet Dinç )
Yine BİR varmış . Yani birileri varmış.
İstanbul Üniversitesi Hukuk fakültesinde öğrenci iken , Almanya’dan Türkiye’ye geldiğini duyduğumda, Atatürk Havalimanında büyük bir coşku ile karşıladığımız Ozan Arif ( Şirin )ağabeyimiz geçtiğimiz günlerde vefat etti. Allah Mekanını cennet eylesin. Bu coşkulu karşılamanın ardından Taksimde kalabalığa konuşma yapmıştı. Kendisini ilk defa dünya gözüyle istanbulda gördüğüm Ozan Arif Şirin Ağabeyimizle daha sonra , rahmetli çakmakçı Kadir ağabeyimizin dünkanında karşılaşmak ve sohbet etmek fırsatı buldum. ve yine, birkaç defada site camiinde birlikte öğle ve iki namazını kılmak nasib oldu.
Ozan Arif Ağabeyimizin varlığı şahsen benim için şu sebeble önemlidir ki , bana ve onu seven binlerce kişiye duruşun , menfaatler karşısında eğilmez ve bükülmez oluşun , yiğitliğin ve mertliğin ne olduğunu göstermiş olmasıdır. Vefatı bile anlayana büyük bir mesaj vermiştir.
Binlerce kişiye örnek olmuş ve ‘ Gözlerini Hilale Yıldız yapmış ‘ değerli büyüğüme , rahmet olsun.
Bir varmış dedikten sonra , bir de yokmuş demek gerekiyor tabi ki ,
Bir de yokmuş. Yani birileride gerçekten yokmuş.
İnançlarını , ilkelerini basit menfaatlere değişmiş insanlar gerçekten yokmuş. Irak Kerbelada doğmuş ve Necef’te ve İran Kum şehrindeki şii havzasında okuyup Huccetul İslam olmuş Muhammed Temimi bunlardan biri. Bu şahıs İran Devrim Komite Konseyi tarafından Irak’a atanmış bir müddet Irak ve Suriye’de görev yaptıktan sonra , Lübnan’a gönderilmiş birisidir.
Bu zavallı şahıs Şii hilali denilen ve bize , yani ülkemize karşı oluşturulmaya çalışılan projenin bizatihi içinde yer almıştır. Aynı şahıs Lübnan’da iken İslam Dininden irtidat ettiğini ( çıktığını ) açıklamıştır. Bu haliylede kalmamış , avrupada …. Ülkesine giderek , İslama , kur’an’a ve peygamberimize hakaretlerde bulunmuştur . İslamla ve Müslümanlarla dalga geçmeye çalıştığı bu konuşmasını internet ortamına aktarmıştır.
Küçük menfaatler karşısında ezilmiş bu Putperest ( menfaatperest ) , tarih önünde gerçekten yokmuş.
Söyledim ya bir varmış , bir yokmuş. Gözlerini Hilale Yıldız Yapan gerçekten birileri varmış.
Bireyreysel menfaatlerin karşısında eğilen birileri ise yokmuş … Yazıklar olsun onlara…
Ürdünlü edebiyatçı Abdurrahman Münif , Iraklı yazar ve eski bir diplomat olan Tevfik Avad ile Japonyada görüştüğünü şöyle ifade etmektedir. Abdurrahman Münif , Tevfik Avvad’tan çok büyük bir saygı ile bahsettikten sonra aralarında bazı konularda fikir ayrılıkları olduğundan söz etmiştir. *
Avad’ın , Abdurrahman Münif’in kendisine insanlar arasında ayrılılıkları nasıl halletmeyi düşünüyosun sorusuna , Münif’in edebiyatla dediğini bunun üzerine , Tevfik Avad’ın ise bu cevaptan çok hoşnut kaldığını öğreniyoruz. *
Bencede , İnsanlar arasındaki ayrılıklar edebiyat ( edeble ) halledilebilir .
Ozan Arif Şirin Ağabeyimiz şiirlerinde sazına Musul’da bir düzen vermekten bahserdi.
Ozanımızın Musul’da sazına vermek istediği düzeni , Irak Türkmenlerinden Ekrem Tuzlu büyüğümüzün bir şiiri ile verdiğini kabul edelim .
Günler geçti , Aylar Geçti , yıllar geçti kalkmazsın .
Sağa baktın , sola baktın , bir karşına bakmazsın.
Al Bayrağı , demir elle bize çakmazsın.
Aç ve çıplak yaşıyorum koltuğuna al beni .
Kumaş yoksa şereflennim, Al Bayrağa sar beni .
( Türkmen Şair Ekrem Tuzlu , Kesnizani Kitabı / Ahmet Dinç )
Her iki büyümüzüde Al Bayrağa sardık . Mekanları cennet olsun .
Bir varmış , bir yomuş . Gerçekten meğer birileri varmış . Birileri ise yokmuş.
Bizimle ( Türk Milleti ile )sadece sevdaları ile birlikte varolanlara selam olsun…
Herkese selam ve sevgilerimle…
Not : ( Şayet böyle bir şey gerçekten yapıldı ise ) Geçtiğimiz günlerde , İstanbul , Taksimde Ezan okunurken Islık çalarak İslam inancına tepki gösteren anlayışı , bu ülkenin ‘ Kurucu felsefesine ( ve Atatürk ilkelerine ) ‘ aykırı hareket etmelerinden ötürü kınıyor. Ve laik düşünceli bir Müslüman olarakta üzüntümü Yüce Türk Milleti ile paylaşmak istiyorum. Bizim için Tüm inançlar değerli ve saygındır.